Son günlerde düşen hava sıcaklıklarıyla ve pandemi sonrası aktif olan farklı mikrobiyal solunum yolu hastalıklarının artması ile bağışıklı sistemimizi güçlü tutmamız daha da önem kazandı. Sık antibiyotik kullanımı, depresif ruh hali ve kronik yüksek stres ise bağışıklık sistemini zayıflatarak daha sık hastalanmamıza sebep oluyor.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için neler yapabiliriz?
Tüm bu faktörlere ek olarak bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için destek olabilecek bazı takviyeler mevcut. Bunlardan öne çıkanları glutatyon, selenyum, vitamin B2 ve B6 olarak sayabiliriz.
Glutatyon vücudumuzun master antioksidanı olarak bilinir. Hücreleri ve organları zararlı toksinlerden ve oksidatif hasardan korur. E ve C vitamini gibi antioksidanların da vücutta tekrar tekrar kullanılmasını sağlar. Bu özellikleri ile bağışıklık sistemimizin olası tehditlere karşı daha güçlü yanıtlar vermesini sağlar. Enfeksiyonlara karşı daha korunaklı ve dayanıklı olmamızı sağlar. Aynı zamanda karaciğerin toksin atma süreçlerini de destekleyerek detoksifikasyon işlemlerinin devam etmesini sağlar. Vücudun toksin yükünün az olması ise kış aylarında daha sık karşılaşılan viral enfeksiyonlara karşı bizleri daha dirençli kılar.
Selenyumun güçlü bir antioksidan etkisi bulunur. Glutatyonun vücudumuzda işlevini gerçekleştirebilmesi için olmazsa olmazdır. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Vitamin B2 yani riboflavin kullanılan glutatyonun geri dönüşümünü sağlayarak yeniden işler hale getirir. Önemli bir antioksidan ve anti inflamatuardır.
Vitamin B6 eksikliği bağışıklığın zayıf olmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bağışıklığımızı desteklemek için kritik öneme sahiptir.
Enerji teminini sağlamak gerekiyor
Bağışıklık sistemi vücudumuzdaki enerji depolarının büyük kısmını kullanarak çalışır. Güçlü bir bağışıklık sisteminin bedenimizdeki enerji maliyeti oldukça fazladır. Dolayısıyla hücrelerimizdeki enerji üretim kaynaklarımız olan mitokondrilerimizin yeterli enerji üretebilir olması bağışıklık sisteminin ihtiyacı olan enerjinin temini için oldukça önemlidir. Mitokondrilerimizin sağlıklı olması ve yeterli miktarlarda enerji üretebilmesi bağışıklık sistemimizin güçlü olması için büyük önem taşır. Bu bağlamda molibden ve pirolokinolin kinon (pqq) gibi mitokondrilerimizde enerji üretimini sağlayan destekler ön plana çıkıyor.
Molibden ve pqq vücudumuzda enerji üretiminde kullanılan enzimlerin çalışması için gereklidir. Kofaktör denilen bir nevi aracı olarak tanımlayabileceğimiz kofaktör görevleri ile enerji üretimini desteklerler. Böylece yakıt olarak kullanması için yeterli enerji sunulmasını sağlayarak bağışıklık sistemimizin daha güçlü olmasını sağlar. Molibden ve pqq aynı zamanda glutatyon metabolizmasını destekleyerek bağışıklık sistemi üzerine olumlu etkiler sağlar.
Benzer Haberler
Ali Sabancı ve Vuslat Doğan Sabancı'nın sağlık durumu nasıl?
Kurban Bayramı'nda nasıl beslenmeli? Bakan Koca paylaştı
Diyabet hastalarının sayısı 2050'de 1,3 milyarı aşabilir
Hangi yaşta hangi sağlık kontrolünden geçmeliyiz
Irkçılık yüzünden Amerikalı siyahiler Alzheimer'a daha sık yakalanıyor
Beyin çipi insanlarda test edilecek
Defne Hastanesi açılıyor! Bakan Koca: Bütün birimlerde muayene olunabilir
İnek sütünün tahtını sallıyor